05-12-2017, Saat: 19:48
(05-12-2017, Saat: 16:52)savasabd Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Söylediklerinize katılmakla beraber Türkiye'de işler bu minvalde ilerlemiyor.Programcıları iki başlıkta inceleyebiliriz:1.Araştırmacı Programcı,2.Uygulama Programcısı(Tüketici Programcı).Özellikle piyasa ikinci tür programcıyı istiyor,Araştırmacı programcının da hayatta kalması zor,bu sebeple başta araştırmacı da olsa bir süre bir çok programcının hazin sonu ikincisi.Mesela alt seviye bir dili biliyorsanız,bu dilin size faydası ancak üst seviye bir dili daha bilinçli bir düzeyde anlamanız olabiliyor o kadar, ama zinciri kıramıyorsunuz.Yani yukarıda söylediklerimi yapmak için kılınızı kıpırdatamıyorsunuz,siz kıpırdatsanız da kimsenin sizi destekleyecek ne zamanı var ne de imkanı.Yani sizin yukarıda saydıklarınızı merhale merhale yapsa da varacağı en iyi nokta iyi ve bilinçli bir ikinci tip programcı.Benim saydıklarımla ilgili de en fazla bir fikir sahibi olmaktan öteye geçemez.Bunun için başka bir bakış açısına ihtiyacımız var,malesef o da biz de yok.
Örneğin Fatih Bey(elera) bence çok güzel şey yapmaya çalışıyor,ve özellikle de bu forumda Delphi bilen bir çok insan varken kaç kişi yardımcı oluyor.Çünkü hepsi o kadar yoğun ki...
Savaş Bey,
Türkiye'de yazılım sektörünün gidişatını ben çok umutvar buluyorum. Bundan tam 10 yıl önce neredeyse tek tük gördüğüm makale, anlatım, kitap, görsel içerik, video anlatım, konferans ve sunumlar şuanda neredeyse %10.000 büyüme kazandı. Ülkem adına umutluyum bu açıdan.
Uygulama programcısının hiç araştırması olmaz mı? Peki hiç duymadığı bir sektör yada iş ile ilgili uygulama geliştirmesi işini getiren patrona soracak 1 sorusu bile olmadan bam bam oturup bütün projeyi kodlayabilir mi? Hiç sanmıyorum. O açıdan söylediğiniz 2 başlığı biraz yanlış ifade ettiniz. Türkiye'de 2 tip var, bu doğru. İlk tip, mevcut bilgi birikimi ile bir şeyleri yerine getiren/getirmeye çalışan tip. Diğer tip ise yeniliğe açık, yaşadığı sorunları çözebilen tip.
Ne yazık ki eğitim sisteminin yetersizliğinden ötürü ilk tip sıklıkla görülüyor. Birilerinin yanında yeni mezun işe giriyorlar ve öğrendikleri 3-5 şey ile hayatlarının 1-5 yıllık süresini eritiyorlar. Daha sonra ya firma yetersiz görüyor yada kendisi aldığı maaştan fazlasını hakettiğini düşünerek (mevcut düzeyi muhafaza ederek) işyeri ile ilişik kesiliyor. Bu tipe mensup olanlara Tuğrul Bey'in söylediği "Lego Programcı" tabiri de oldukça yakışıyor. Bir şey üretmekten ziyade, varolanları kopyalamak veya üzerine kafa yormadan, düz kontak çözüme gitme çabası. Niye yapıldığı, nasıl kullanılacağı, kimin tarafından kullanılacağı umrunda olmadan, ortaya ne kuş ne de deve, deve kuşu olan bir ürün çıkartırlar genellikle. İkinci tip ise bizim beklediğimiz o ideal programcılar.
Sonuç olarak, henüz yeterli tecrübe (bu yeterli tecrübe kavramını da biraz açalım; 1-5 sahada çalışan proje, 10-1000 çalışan projesini kullanan kullanıcı, 1-5 yıl çalışma düzeyine ulaşmış kişilerin edindikleri birikimler piyasada yeterli tecrübe olarak bilinir.) sahibi olmayan kişilerin dilin derinliklerine inme şansları olsa bile, derinliğin ne olduğunu öğrenmeden inmeleri çok zor olacaktır. Mevcut bilgileriyle çözemedikleri her sorunun nasıl çözüldüğünü öğrendikçe, mevcut bilgilerini çoğaltırlar, daha yeni sorunlar ve bu yeni sorunların çözümleri gelir. Bu sayede farkına varmadan derinlere dalmaya başlarlar. Bir gün en derine geldikleri zaman zaten anlayacaklardır.
Forum bünyesindeki bu tarz meselelerin sadece küçük bir kıvılcımla yayılıp neredeyse her karşılıklı tartışma-istişareli geçen mesajda böyle uzun uzadıya cevaplandırmalar alıp başını gidiyor. Speech Recognition üzerine tek söz etmeden sayfalarca tartışma yapmak adına daha uygun bir başlık altında bunu sürdürebiliriz.
Yardım konusuna gelince; ticari kaygı güden herkesin bir şekilde yerine getirmesi gereken sorumlulukları var. İşletim Sistemi geliştirme işi de başlı başına bir olay. İyi bir finansör ve uygun koşullarda, fiziksel olarak aynı ofisi paylaşan kişilerin geliştirmesi ile ilerleme kaydedilebilir. Remote çalışma mantığının henüz tam yerleşmediği ülkemizde gönüllü olarak böyle bir projeye saatler ayırabilecek hiçkimse yoktur.